H.Z AİŞE-İ SIDDIKA
1 sayfadaki 1 sayfası
H.Z AİŞE-İ SIDDIKA
Hz. Aişe validemiz, küçük yaşta iken okuma-yazma öğrenmiş olup, çok zekî ve kabiliyetli idi. Her bir hâdise üzerine hemen bir şiir söylemesi, onun zekâsına bir delildir. Öğrendiği ve ezberlediği bir şeyi katiyen unutmazdı. Çok akıllı, zekî, âlime, edibe ve afife ve saliha idi. Aişe-i Sıddıka hazretlerinin faziletleri, üstünlükleri, sayılamayacak kadar çoktur. Eshab-ı kirama fetva verirdi. Âlimlerin çoğuna göre, fıkıh bilgilerinin dörtde birini Hz. Aişe haber vermiştir.Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
- Dininizin üçte birini Humeyra'dan öğreniniz! Resulullah efendimiz, Hz. Aişe'yi çok sevdiği için, ona "Humeyra" derdi.
- Beni, Aişe hakkında incitmeyiniz! Cebrail bana yalnız Aişe'nin yanında iken geldi.
Resulullah efendimiz, Hz. Aişe'yi çok severdi. Resulullaha, “En çok kimi seviyorsun” denildiğinde buyurdular ki:
- Aişe'yi.
"Erkeklerden kimi" dediklerinde, buyurdu ki:
- Aişe'nin babasını.
Yani, en çok Hz. Ebu Bekir'i sevdiğini bildirdi.
Hz. Aişe'ye sordular ki:
- Resulullah efendimiz en çok kimi severdi?
- Fâtıma'yı severdi. - Erkeklerden en çok kimi severdi?
- Fâtıma'nın zevcini.
Bundan anlaşılıyor ki, zevceleri arasında, Hz. Aişe'yi, çocukları arasında Hz. Fâtıma'yı, Ehl-i beyti arasında. Hz. Ali'yi, eshabı arasında ise, Hz. Ebu Bekir'i en çok severdi.
Hz. Aişe buyuruyor ki: “Birgün Resulullah efendimiz, mübarek nalınlarının kayışlarını çakıyordu. Ben de iplik eğiriyordum. Mübarek yüzüne baktım. Parlak alnından ter damlıyordu. Ter damlası, her tarafa nur saçıyor, gözlerimi kamaştırıyordu. Şaşakaldım. Bana doğru bakarak buyurdular ki:
- Sana ne oldu ki, böyle dalgın duruyorsun?
Ben de, "Ya Resulallah! Mübarek yüzünüzdeki nurların parlaklığına ve mübarek alnınızdaki ter tanelerinin saçtıkları ışıklara bakarak kendimden geçtim” dedim.Bunun üzerine, Resulullah efendimiz kalkıp yanıma geldi. Alnımdan öptü ve buyurdular ki:
- Ya Aişe! Allahü teâlâ sana iyilikler versin! Beni sevindirdiğin gibi, seni sevindiremedim.
Yani, senin beni sevindirmen, benim seni sevindirmemden çoktur, buyurdu. Musa bin Talha diyor ki:
- Hz. Aişe'den daha fasih, düzgün konuşanı görmedim. Peygamber efendimiz Hz. Aişe'ye birçok tavsiyelerde bulunmuştur. Bunlardan bazıları şunlardır:
"Peygamber efendimiz buyurdu ki:
- Ey Aişe! Geceleri şu dört şeyi yapmadan uyuma:
1- Kur'an-ı kerimi hatim etmeden,
2- Benim ve diğer peygamberlerin şefaatlerine kavuşmadan,
3- Müminleri kendinden hoşnut etmeden,
4- Hac etmeden.
Ondan kolay ne var?
Resulullah efendimiz bunları söyledikten sonra namaza durdu. Namazını bitirip de yanıma geldiğinde, kendilerine dedim ki:
- Ey iki cihanın güneşi olan Efendim! Annem, babam, canım sana feda olsun. Bana dört şeyi yapmamı emrediyorsun. Ben bunları bu kısa müddet içinde nasıl yapabilirim?
Bunun üzerine tebessüm ederek buyurdular ki:
- Ya Aişe! Ondan kolay ne var? Üç İhlâs-ı şerifi ve bir Fâtiha suresini okursan, Kur'an-ı kerimi hatmetmiş; bana ve diğer peygamberlere salevat getirirsen, şefaatımıza kavuşmuş; önce müminlerin ve sonra da kendi affını dilersen, müminleri kendinden hoşnut etmiş; “Sübhânallahi velhamdülillahi ve lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke leh. Lehül mülkü velehül hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr” tesbihini okursan hac etmiş sayılırsın.”
Hz. Aişe, Hicret'ten dokuz sene önce Mekke-i mükerremede doğdu. 676 senesinin Ramazan ayının 17. salı günü Medine-i münevverede vefat etti.
- Dininizin üçte birini Humeyra'dan öğreniniz! Resulullah efendimiz, Hz. Aişe'yi çok sevdiği için, ona "Humeyra" derdi.
- Beni, Aişe hakkında incitmeyiniz! Cebrail bana yalnız Aişe'nin yanında iken geldi.
Resulullah efendimiz, Hz. Aişe'yi çok severdi. Resulullaha, “En çok kimi seviyorsun” denildiğinde buyurdular ki:
- Aişe'yi.
"Erkeklerden kimi" dediklerinde, buyurdu ki:
- Aişe'nin babasını.
Yani, en çok Hz. Ebu Bekir'i sevdiğini bildirdi.
Hz. Aişe'ye sordular ki:
- Resulullah efendimiz en çok kimi severdi?
- Fâtıma'yı severdi. - Erkeklerden en çok kimi severdi?
- Fâtıma'nın zevcini.
Bundan anlaşılıyor ki, zevceleri arasında, Hz. Aişe'yi, çocukları arasında Hz. Fâtıma'yı, Ehl-i beyti arasında. Hz. Ali'yi, eshabı arasında ise, Hz. Ebu Bekir'i en çok severdi.
Hz. Aişe buyuruyor ki: “Birgün Resulullah efendimiz, mübarek nalınlarının kayışlarını çakıyordu. Ben de iplik eğiriyordum. Mübarek yüzüne baktım. Parlak alnından ter damlıyordu. Ter damlası, her tarafa nur saçıyor, gözlerimi kamaştırıyordu. Şaşakaldım. Bana doğru bakarak buyurdular ki:
- Sana ne oldu ki, böyle dalgın duruyorsun?
Ben de, "Ya Resulallah! Mübarek yüzünüzdeki nurların parlaklığına ve mübarek alnınızdaki ter tanelerinin saçtıkları ışıklara bakarak kendimden geçtim” dedim.Bunun üzerine, Resulullah efendimiz kalkıp yanıma geldi. Alnımdan öptü ve buyurdular ki:
- Ya Aişe! Allahü teâlâ sana iyilikler versin! Beni sevindirdiğin gibi, seni sevindiremedim.
Yani, senin beni sevindirmen, benim seni sevindirmemden çoktur, buyurdu. Musa bin Talha diyor ki:
- Hz. Aişe'den daha fasih, düzgün konuşanı görmedim. Peygamber efendimiz Hz. Aişe'ye birçok tavsiyelerde bulunmuştur. Bunlardan bazıları şunlardır:
"Peygamber efendimiz buyurdu ki:
- Ey Aişe! Geceleri şu dört şeyi yapmadan uyuma:
1- Kur'an-ı kerimi hatim etmeden,
2- Benim ve diğer peygamberlerin şefaatlerine kavuşmadan,
3- Müminleri kendinden hoşnut etmeden,
4- Hac etmeden.
Ondan kolay ne var?
Resulullah efendimiz bunları söyledikten sonra namaza durdu. Namazını bitirip de yanıma geldiğinde, kendilerine dedim ki:
- Ey iki cihanın güneşi olan Efendim! Annem, babam, canım sana feda olsun. Bana dört şeyi yapmamı emrediyorsun. Ben bunları bu kısa müddet içinde nasıl yapabilirim?
Bunun üzerine tebessüm ederek buyurdular ki:
- Ya Aişe! Ondan kolay ne var? Üç İhlâs-ı şerifi ve bir Fâtiha suresini okursan, Kur'an-ı kerimi hatmetmiş; bana ve diğer peygamberlere salevat getirirsen, şefaatımıza kavuşmuş; önce müminlerin ve sonra da kendi affını dilersen, müminleri kendinden hoşnut etmiş; “Sübhânallahi velhamdülillahi ve lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke leh. Lehül mülkü velehül hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr” tesbihini okursan hac etmiş sayılırsın.”
Hz. Aişe, Hicret'ten dokuz sene önce Mekke-i mükerremede doğdu. 676 senesinin Ramazan ayının 17. salı günü Medine-i münevverede vefat etti.
nur yağmuru- Mesaj Sayısı : 14
Kayıt tarihi : 20/01/09
Yaş : 38
Nerden : (*_*)
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz