İbadeti, Kur’an Okuması Ve Dinlemesi
1 sayfadaki 1 sayfası
İbadeti, Kur’an Okuması Ve Dinlemesi
İbadeti, Kur’an Okuması Ve Dinlemesi
Hz. Peygamber (s.a.s.) ibadete düşkündü; namaz için “gözümün nuru” diyordu. Farz namazları camide, teheccüd ve benzeri nafileler i evinde kılmayı tercih ederdi. Gecenin başlangıcında yatsı namazını kılar yatardı. Üçte birlik süre içinde uyanır, bir müddet teheccüd, sonra da vitir namazını kılar, daha sonra tekrar yatar ve sabah ezanı okunur okunmaz çabucak kalkar; gerekiyor sa gusleder, gerekmiyo rsa abdest alır, sünnetini evinde kılar, farzı için camiye giderdi. Toplum işleriyle yorgun düştüğü günlerin gecelerin de, bilhassa âhir ömründe teheccüdü oturarak kılardı. Yüce Allah’ın verdiği nimetlere karşı şükürden bir an bile geri durmazdı.
Peygamber imiz (s.a.s.), Ramazan orucuna ilâveten bilhassa Recep, Şaban ve diğer aylarda nafile oruç da tutuyordu . Müteaddit defalar umre yapmış, bir kere de hacc yapmıştı.
Peygamber Efendimiz (s.a.s.): “En makbul amelin az da olsa sürekli yapılanı olduğunu” ashabına söylüyor, usanç doğuracak kadar aşırı nafileler le vücuda meşakkat verilmeme sini belirtiyo rdu. Bu hususta şöyle buyuruyor du: “Amelleri gücünüz yettiği ölçüde yapınız. Gücünüzün dışına çıkarak kendinize meşakkat yüklemeyiniz!” “En makbul âmel, az da olsa devamlı yapılanıdır.”
Peygamber imiz (s.a.s.) ibadetler konusunda kendisi nasıl davranıyorsa örnek alınmasını, buna bir şey ilâve edilmemes ini veya bir şey eksiltilm emesini ısrarla ifâde ediyordu. Sahabeden her gece, uykusuz ve ibadetle sabahlaya nı, eşiyle ömür boyu yakınlaşmamaya azmetmiş olanı ve farz dışında bütün yıl boyunca ara vermeksiz in oruca niyetlene ni bu tutumlarından dolayı kınamıştı. Çünkü o, gecenin bir bölümünde ibadet ediyor, bir bölümünde de uyuyup istirahat ediyordu. Farz dışında bazı günler oruçlu oluyor, bazı günler de iftar ediyordu, eşleriyle de gerektikçe yakınlaşıyordu. Çünkü Rasûlullâh (s.a.s.) halktan biriydi ve genel olarak bir ferdin ihtiyacı ne ise onu İslâm ışığında örnek olarak gösteriyordu.
Peygamber imiz (s.a.s.) Kur’ân okurken kelimeler gayet açık bir şekilde anlaşılırdı, medlere riâyet ederdi; bazen yüksek sesle, bazen de içinden sessizce okuyordu. .. Sesi sedası gayet güzeldi. Sesli okurken başka evdekiler duymazdı, ancak odadakile r duyardı. Hiç bir zaman sesi çıktığı kadar alabildiğine bağırarak okumazdı. Tatlı ve yumuşak bir sesi olan Peygamber Efendimiz (s.a.s.), yakıcı ve etkileyic i bir okuyuşa sahipti. O, Kur’ân okurken dinleyenl eri bir vecd kaplar ve kendileri ni sanki bir başka âlemde hissederl erdi. Teğannide aşırı gitmezdi. Teğannisi tabiîydi, yani ahenkli okumayı severdi.
Peygamber imiz (s.a.s.) başkası okurken dinlemeyi de çok severdi. Birgün Abdullah b. Mes’ud (r.a.)’dan Kur’ân okumasını istedi. O zât Kur’ân’ın kendisine vahyolund uğu Peygamber (s.a.s.)’in huzurunda okumaktan tereddüt ettiyse de Hz. Peygamber (s.a.s.), “Ben Kur’ân-ı başkasından dinlemeyi severim!” buyurdu. Bunun üzerine Abdullah b. Mes’ud (r.a), Nisa Suresini okumaya başladı... “... Her ümmete bir şahid getirdiğimiz ve ey Muhammed seni de bunlara şahid getirdiğimiz vakit durumları nasıl olacak?” âyetine gelince Rasûlullâh (s.a.s.)’in gözlerinden yaşlar akıyordu.[1]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Hz. Peygamber (s.a.s.)’in İbadetleriyle ilgili nakiller için b k. Tirmizi, Şemâil,44-52; Şemail Terc.225-257;İbn Ke’sir,ŞemaiKi’r Resul, mtc.N.Erd oğan, 116 vd.d; Aliyyü’l-Kari, Şerh-i Şifâ, I, 181 vd.d; İbn Sa’d, Tabakat, I, 375-388.
Hz. Peygamber (s.a.s.) ibadete düşkündü; namaz için “gözümün nuru” diyordu. Farz namazları camide, teheccüd ve benzeri nafileler i evinde kılmayı tercih ederdi. Gecenin başlangıcında yatsı namazını kılar yatardı. Üçte birlik süre içinde uyanır, bir müddet teheccüd, sonra da vitir namazını kılar, daha sonra tekrar yatar ve sabah ezanı okunur okunmaz çabucak kalkar; gerekiyor sa gusleder, gerekmiyo rsa abdest alır, sünnetini evinde kılar, farzı için camiye giderdi. Toplum işleriyle yorgun düştüğü günlerin gecelerin de, bilhassa âhir ömründe teheccüdü oturarak kılardı. Yüce Allah’ın verdiği nimetlere karşı şükürden bir an bile geri durmazdı.
Peygamber imiz (s.a.s.), Ramazan orucuna ilâveten bilhassa Recep, Şaban ve diğer aylarda nafile oruç da tutuyordu . Müteaddit defalar umre yapmış, bir kere de hacc yapmıştı.
Peygamber Efendimiz (s.a.s.): “En makbul amelin az da olsa sürekli yapılanı olduğunu” ashabına söylüyor, usanç doğuracak kadar aşırı nafileler le vücuda meşakkat verilmeme sini belirtiyo rdu. Bu hususta şöyle buyuruyor du: “Amelleri gücünüz yettiği ölçüde yapınız. Gücünüzün dışına çıkarak kendinize meşakkat yüklemeyiniz!” “En makbul âmel, az da olsa devamlı yapılanıdır.”
Peygamber imiz (s.a.s.) ibadetler konusunda kendisi nasıl davranıyorsa örnek alınmasını, buna bir şey ilâve edilmemes ini veya bir şey eksiltilm emesini ısrarla ifâde ediyordu. Sahabeden her gece, uykusuz ve ibadetle sabahlaya nı, eşiyle ömür boyu yakınlaşmamaya azmetmiş olanı ve farz dışında bütün yıl boyunca ara vermeksiz in oruca niyetlene ni bu tutumlarından dolayı kınamıştı. Çünkü o, gecenin bir bölümünde ibadet ediyor, bir bölümünde de uyuyup istirahat ediyordu. Farz dışında bazı günler oruçlu oluyor, bazı günler de iftar ediyordu, eşleriyle de gerektikçe yakınlaşıyordu. Çünkü Rasûlullâh (s.a.s.) halktan biriydi ve genel olarak bir ferdin ihtiyacı ne ise onu İslâm ışığında örnek olarak gösteriyordu.
Peygamber imiz (s.a.s.) Kur’ân okurken kelimeler gayet açık bir şekilde anlaşılırdı, medlere riâyet ederdi; bazen yüksek sesle, bazen de içinden sessizce okuyordu. .. Sesi sedası gayet güzeldi. Sesli okurken başka evdekiler duymazdı, ancak odadakile r duyardı. Hiç bir zaman sesi çıktığı kadar alabildiğine bağırarak okumazdı. Tatlı ve yumuşak bir sesi olan Peygamber Efendimiz (s.a.s.), yakıcı ve etkileyic i bir okuyuşa sahipti. O, Kur’ân okurken dinleyenl eri bir vecd kaplar ve kendileri ni sanki bir başka âlemde hissederl erdi. Teğannide aşırı gitmezdi. Teğannisi tabiîydi, yani ahenkli okumayı severdi.
Peygamber imiz (s.a.s.) başkası okurken dinlemeyi de çok severdi. Birgün Abdullah b. Mes’ud (r.a.)’dan Kur’ân okumasını istedi. O zât Kur’ân’ın kendisine vahyolund uğu Peygamber (s.a.s.)’in huzurunda okumaktan tereddüt ettiyse de Hz. Peygamber (s.a.s.), “Ben Kur’ân-ı başkasından dinlemeyi severim!” buyurdu. Bunun üzerine Abdullah b. Mes’ud (r.a), Nisa Suresini okumaya başladı... “... Her ümmete bir şahid getirdiğimiz ve ey Muhammed seni de bunlara şahid getirdiğimiz vakit durumları nasıl olacak?” âyetine gelince Rasûlullâh (s.a.s.)’in gözlerinden yaşlar akıyordu.[1]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Hz. Peygamber (s.a.s.)’in İbadetleriyle ilgili nakiller için b k. Tirmizi, Şemâil,44-52; Şemail Terc.225-257;İbn Ke’sir,ŞemaiKi’r Resul, mtc.N.Erd oğan, 116 vd.d; Aliyyü’l-Kari, Şerh-i Şifâ, I, 181 vd.d; İbn Sa’d, Tabakat, I, 375-388.
nur yağmuru- Mesaj Sayısı : 14
Kayıt tarihi : 20/01/09
Yaş : 38
Nerden : (*_*)
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz