ŞEYTANIN VESVESESİYLE HASTALANAN KALBİN İLACI VE TEDAVİSİ

[nur yağmuru]

ŞEYTANIN VESVESESİYLE HASTALANA N KALBİN İLACI VE TEDAVİSİ

Yüce Allah, Kerim kitabında şöyle buyurmuştur:
"Kur'an okumak istediğin zaman kovulmuş şeytandan Allah'a sığın. (Euzü billahi mine'ş-şeytanirracim diyerek şeytanın vesvesele rinden seni korumasını, Allah'tan iste!). Çünkü inanmış ve ancak Allah'a dayanmış kullara karşı, o şeytanın bir gücü yoktur! Onun gücü, sadece onu dost edinenler e ve onun vesvesesi ne kapılarak Allah'a ortak koşanlaradır. (O, ancak onları kandırabilir.)" (380).
Bu konu, müslümanhğın insanlığı uyarışı ve şeytanın tuzağın-dakileri kurtarışı hakkında kaleme aldığımız eserimizi n en mühim ve faydalı konusudur .
İrade ve sülük erbabının son asırlarda gelenleri ise, öncekilerin hilafına, bu konuya fazla önem vermemişlerdir. Yani bunlar, nefis ter-
(380) Kur'an-ı Kerim, Nahl Suresi: 98-100
380
biyesi ve tezkiyesi ne, nefisle mücadele ve mücahedeye gösterdikleri titizlik ve itina kadar; şeytan ve önün vesvesesi yle mücadele konusuna da göstermiş değillerdir. Nefisle mücadeleye haddinden fazla önem verdikler i halde, bu hususta geri kalmışlardır. Halbuki Kitap ve Sünnet'de bu hususa daha fazla yer verilmiş olduğu meydandadır. Evet, nefsin hal ve mertebele ri, Nefs-i emmare, Nefs-i levvame ve "kişinin kendisini, nefsinin kötü arzularından koruması" ile ilgili ayetler (*) gelmiştir. Nefsin hile ve kötülüklerine, onunla mücadele-nin gereği ve esaslarına yer verilmiştir. Fakat şeytanla mücadeleye bundan daha fazla yer verilmiş; bu hususta pekçok ayetler inmiş, müstakil sure bile gelmiştir. Bunlar gösterir ki, Yüce Allah (c.c.) bizlere, nefse karşı yapılacak mücadelenin daha fazlasının şeytana karşı yapılmasını bildirmiş, şeytanın şer ve hilelerin in, nefsin şer ve hilelerin den daha fazla olduğuna dikkatimi zi çekmiştir. Bunu iyi anlamak lazımdır. Demek ki nefsin şerri dahî, şeytanın şerrinden kaynaklan maktadır. Çünkü nefis, şeytanın merkebi ve askeri durumun-dadır. Bunun için Yüce Allah, gerek Kur'an okumak istenildiğinde, gerekse diğer yerlerde şeytandan Kendisi'ne sığınılmasını emretmiş bulunmakt adır. Fakat sadece nefsin şerrinden Allah'a sığınmayı emreden bir tek ayet bulunmama ktadır. Çünkü şeytandan Allah'a sığınan, nefsin ve diğer şer kaynaklarının şerrinden de Allah'a sığın-mış olmaktadır. Tek başına nefsin şerrinden sığınma hususunda ki hadisi ise, bundan önce görmüştük. Her ikisinden ayrı ayrı sığınmayı birlikte zikreden hadis de vardır. Tirmizî'nin Sünen'inde Ebu Hüreyre'den rivayet ettiği bu hadis, şöyle gelmiştir; "Bir gün Ebu Bekir es-Sıddik:
— "Ey Allah'ın Rasulü, bana, sabah akşam söyleyeceğim bir dua öğret" diyerek Rasulüllah'a müracaatta bulundu. Peygamber de (s.a.v.) şöyle buyurdu:
— "Ey gizli aşikar her şeyi bilen, yerin ve göklerin yaratıcısı olan, her şeyin Rabbı ve Meliki bulunan Allah'ım! Ben, Sen'den başka hiçbir ilah olmadığına şehadet ederim! Bu iman ve şehadetimi vesile yaparak da, nefsimin ve şeytanın şerrinden Sana sığınırım! Ve ayrıca onun beni şirke düşürmesinden de Sana sığınırım! Kendi öz varlığıma karşı veya bir müslümana karşı herhangi bir kötülüğü irtikab etme durumuna düşmekten de sana sığınırım! Beni bütün bunlardan koru Allah'ım!"
O Yusuf: 53, Kıyame: 2, Naziat: 40
"Ey Ebubekir işte sabah akşam böyle diyerek yüce Allah'a dua ve niyazlard a bulun: Tam yatacağın sırada da böylece Allah'a yalvar." (381).
Görüldüğü gibi bu hadis-i şerif, serden, şerrin sebebleri nden ve neticesin den Allah'a sığınmayı öğretmektedir. Şer ise, ya nefisten, ya da şeytandan kaynaklanır. Şerrin neticesi ise, ya onu yapana, ya da bir başkasına döner. Yukarıdaki hadis ise, şerrin hem iki kaynağına, hem de iki netice ve gayesine temas etmekte ve hepsinden sakınmayı ve korunmayı, aynı zamanda Allah'a sığınıp samimiyet le O'ndan yardım ve inayetler dilemeyi öğretmektedir.

[ebu_hureyre]

Allah razı olsun