Ehli Sunnet Akidesi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

İmam Şafiî'nin Tevhide Dair Görüşleri 2

Aşağa gitmek

İmam Şafiî'nin Tevhide Dair Görüşleri 2 Empty İmam Şafiî'nin Tevhide Dair Görüşleri 2

Mesaj  ebu_hureyre Ptsi Ara. 29, 2008 4:51 pm

12. Ebu Talib el-Uşari'nin rivayeti ile Şafiî'ye nisbet edilen itikada dair cüzde şunları söylemektedir:

Aziz ve celil olan Allah'ın sıfatları ve kendisine iman edilmesi gereken hususlara dair ona soru sorulunca şunları söyledi:

"Yüce ve mübarek olan Allah'ın isimleri ve sıfatları vardır. Bunlar kitabında zikredilmiş, peygamberi bunları ümmetine haber vermiştir. Kur'ân-ı Kerim'in bunları bildirdiğine, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den adaletli şahısların rivayet ettiği sözlerinin sahih olduğuna dair elinde delil bulunan Allah'ın yarattığı herhangi bir kimsenin buna muhalif bir kanaate sahip olması mümkün değildir. Şayet onun nezdinde (bu hususlara dair) hüccet sabit olduktan sonra muhalif bir kanaate sahip olursa o kimse aziz ve celil olan Allah'ı inkar etmiş bir kâfir olur. Ancak haberin ulaşması cihetiyle ona karşı delilin sübutundan önce ise bilgisizliğinden ötürü mazur görülür. Çünkü böyle bir bilgi akıl ile de, dirayet ile de düşünmek ile de idrak edilemez. Yüce Allah'ın semi (her şeyi işiten) olduğuna ve onun iki elinin bulunduğuna dair şu buyruklardaki haberler de bu kabildendir:

"Bilakis onun iki eli apaçıktır." (Maide, 5/64)

Şu buyrukta belirtildiği üzere onun sağının olduğuna dair haber de böyledir:

"Gökler ise onun sağ eliyle durulmuş olacaktır." (Zümer, 39/67)

Yüce Allah'ın şu buyruğunda da onun yüzünün bulunduğu belirtilmektedir:

"Her şey helak olacaktır. Onun yüzü müstesna." (Kasas, 28/88);

"Celal ve ikram sahibi Rabbinin vechi (yüzü) ise kalıcıdır." (Rahman, 55/27)

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in şu buyruğunda ifade edildiği üzere onun ayağı da vardır:

"...Nihayet aziz ve celil olan Rab oraya ayağını koyacak..."

(Buhârî, Tefsir, "(Cehennem) daha var mı diyecek" babı, VIII, 594, h. 4848; Müslim, IV, 2187, h. 2848. Her ikisi de Katade, o Enes b. Malik'den yoluyla rivayet etmişlerdir.)

(Muhammed b. Ali el-Uşari doğru sözlü ve tanınan bir ilim adamıdır. Şafiî'den el-itikad cüzünü tek başına rivayet etmiştir. Ancak bu Şafiî adına uydurulmuştur. O da iyi niyetle bunu nakletmiş bulunmaktadır. Bu açıklamayı Zehebi, el-Mizan, III, 656'da zikretmiştir. Fakat seleften birden çok kişi akideye dair bu cüzde tesbit edilenlere itimat etmiş bulunmaktadır. Muvaffak b. Kudame, Sıfatu'l-Uluvv, s. 124; İbn Ebi Ya'lâ, et-Tabakat, I, 283; İbnu'l-Kayyım, İctimau'l-Cuyuş, s. 165; Bizzat Zehebi, es-Siyer, X, 79'da olduğu gibi. Diğer taraftan bundan sonraki bölümlerde aynen nakledeceğim bu kitapçık (risale) imam hafız İbn Nasr ed-Dımeşkı'ye okunarak arzedilmiş ve tamamını İbn Ebi Ya'lâ, Tabakat'ta nakletmiş bulunmaktadır. Her iki nakil arasındaki farkları da tesbit edeceğiz.)

Maksat cehennemdir. Ayrıca Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in bildirdiğine göre Allah yolunda öldürülen kimse hakkında şunları söylemiştir:

"O Allah'ın huzur Allah kendisine güldüğü halde çıkmıştır."

(Buhârî, VI, 39, h. 2826; Müslim, III, 1504; h. 1890; Her ikisi de el-Arec Ebu Hureyre'den yoluyla rivayet etmişlerdir.)

Yüce Allah Rasûl sallallahu aleyhi ve sellem'in verdiği habere göre her gece dünya göğüne iner. Aynı şekilde Yüce Allah'ın gözü yine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in buyruğu gereğince kör değildir. Çünkü o Deccal'den söz ederken şöyle buyurmuştur:

"Deccalin bir gözü kördür, Rabbinizin ise gözü kör değildir."

(Buhârî, XIII, 95, h. 7131; Müslim, IV, 2248, h. 2933. Her ikisi de Katade, Enes b. Malik'ten yoluyla)

Mü'minler ondördünde ayı gördükleri gibi kıyamet gününde gözleriyle Rablerini göreceklerdir. Yüce Allah'ın Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in şu buyruğu gereğince de parmağı vardır:

"Aziz ve celil olan rahmanın parmaklarından iki parmağı arasında bulunmayan hiçbir kalp yoktur."

(Buna yakın lafızlarla Ahmed, Müsned, IV, 182; İbn Mace, I, 72, h. 199; Hakim, Müstedrek, I, 525; Acurri, eş-Şeria, s. 317; İbn Mende, er-Reddu ale'l-Cehmiyye, s. 87. Hepsi de en-Nevvas b. Sem'an'ın rivayet ettiği bir hadis olarak zikretmişlerdir.

Hakim dedi ki: "Hadis Müslim'in şartına göre sahih olmakla birlikte Buhârî'de Müslim de bunu rivayet etmemişlerdir."

Zehebî de et-Telhis adlı eserinde Hakim'in bu kanaatini kabul etmiştir.

Hadis hakkında İbn Mende şunları söylemektedir: en-Nevvas b. Sem'an'ın rivayet ettiği bu hadisi herhangi birisinin tenkidi mümkün olmayan ünlü hadis imamları tarafından rivayet edilmiş sabit bir hadistir.")

Yüce Allah'ın kendi zatını, Rasûlünün de onu nitelendirdiği bu hususların fikirle, idrak ile kavranılmasına imkân yoktur. Kendisine bu hususlara dair haber ulaşmadıkça bunları bilmediğinden ötürü hiç kimse de tekfir edilmez. Şayet bu hususlara dair varid olmuş haber eğer anlamak bakımından işitmek itibariyle müşahedenin konumuna ulaşıyor ise bu haberi işiten kimsenin hakikatine dinen inanması ve tıpkı Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'den dinlemiş ve müşahede etmiş gibi buna dair tanıklıkta bulunması gerekir. Fakat bizler bu sıfatları kabul etmekle birlikte teşbihi de (yani yaratılmışlara benzerliği) reddederiz. Nitekim Yüce Rabbimiz de kendi zatı hakkında teşbihi (yani yaratılmışlara benzerliği) kabul etmeyerek şöyle buyurmuştur:

"Onun benzeri hiçbir şey yoktur ve o her şeyi işitendir, görendir." (Şura, 42/11)..."

(Ben itikada dair bu cüzü asli bir el yazmasından filme alınmış bir nüshadan aktardım. Söz konusu bu filim Hollanda'da Leiden Üniversitesindeki merkezi kütüphanede bulunmaktadır.)
ebu_hureyre
ebu_hureyre
Admin

Mesaj Sayısı : 70
Kayıt tarihi : 28/12/08

http://ehlisunnetakidesi.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz